Overclock ile stabil olarak sisteminizin performansını arttırabilirsiniz. Bu bölümde adım adım , ugraştığımız şeylerin ne olduğunu ve bize nasıl katkı sağladığını anlayarak öğrenmeye başlayacağız. Rastgele kulaktan dolam bilgilerle overclock yapıp parcaları tehliyeke atmak yerine doğru bir şekilde , teknikleri öğreneceğiz.
Overclock türkçe anlamı itibarı ile hızaşırtma , varsayılan hızın üstüne çıkartma anlamında çevirilebilir. Bilgisayar dünyasın da overclock henüz yeni bir kavram olup hızla yayılmaya başlayan ve elinizdeki pc nin performansını arttırmaya yönelik bir uygulamadır. Yeni başlayan arkadaşlar için ana temalarını ortaya dökelim.
CPU:
Günümüzde yarı iletken tekniğinin bulunması elektronik de çığır açmıştır. Transistörlerin icadı ile günlük hayatımızda işlerimizi kolaylaştıran bircok şeyin icadının kapısı aralanmıştır. Tramsistörler gitgide boyutlarını küçültmüs ve artık elektron mikroskobu ile görülecek boyutlara ulaşmışlardır.Bilgisayar donanımında hemen herşeyde kullanılan teknik budur.Bugun anakartımızın üstünde olan Mosfet(Alan etkili yarı iletken transistor)'lerden , cpu da kullanılan micro transistorlere kadar herşeyin tasarımında rol almışlardır.
İşlemci dizaynı temelde transistörlerden oluşur. Bu transistorler Waffer olarak adlandırdığımız katmanları oluştururlar. Günümüz işlemcilerinden örnek vermek gerekirse 199mm2 alan kaplayan 90nm tekniği ile üetilmiş bir Amd X2 FX60 'da 233milyon transistor mevcuttur.
İşlemcilerde fsb(front side bus) hızı ve çarpan kavramlarını biraz incelemek overclock için ilk adımı atmak demektir. İşlemci hızı mhz.(meghertz) olarak birimlendirilir ve fsb hız ile çarpan katsayısnın çarpımı sonucu artaya çıkan değere göre adlandırılır.
Örneğin ;
İntel Core2 Duo E6600 olarak isimlendirilen işlemci 2400mhz lik bir hıza sahiptir ve bu hızı 266fsb x 9 olarak sağlar. Bu işlemciyi ele alıcak olursak çarpan katsayayısı 9 'dur ve fsb baz değeri 266mhz'dir. İntel işlemcilerde bir döngüde aktarılan veri hızını temsil eden QDR(Quad Data Rated) kavramı , baz olarak alınan fsb hızını 4 ile çarparak gerçek fsb hızını gösterir. Biraz daha açacak olursak bir iletim döngüsünde 4 kere haberleşebilen C2D işlemci için baz alınan, 266mhz fsb hızı 4 katsayısı ile çarpıldığında ortaya 1066fsb (8.5gb/sn bant genişliği )rakamı çıkıyor. Bant genişliği ne kadar fazla olursa performansımıza katkısı o kadar fazla olur , burdan yola çıkacak olursak fsb baz hızımız ne kadar fazla olursa o kadar iyi. Yani 333fsb x 8 = 2666mhz olarak çalışan bir işlemci , 266 x 10 =2666mhz olarak çalışan bir işlemciden daha performanslıdır.
Bununla beraber sistem performansını etkileyen (bant genişliğini arttıran) yegane unsurlardan biride ram lerimizin sisteme ayak uydurabilmesidir. Yukarıda anlatıldığı gibi 266fsb baz hızında çalışan bir işlemcinin ram hızıda 266mhz olmalıdır.(Farklı durumlardan ilerleyen zamanlarda bahsedilecektir.) 266fsb x 9 = 2400mhz olarak çalışan bir işlemcinin senkron durumda ramleride 266mhz baz hızı ile çalışır.Ramlerde durum biraz daha farklıdır.Öncelikle ram çalışma prensiplerine bir göz atalım.
RAM:
Günümüz belleklerinin alt yapısını oluşturan SD RAM(Single Data Rate Random Access Memory) olarak adlandırlan belleklerde adından da anlaşılacağı üzere 100mhz baz hızında çalışıyorsa , bellek kontrolcusunun denetiminde aynı ölçüde 1.6 gb/s bant genişliği verebiliyor. Günümüz bellek teknolojilerinde artık SDRAM in yeri yoktur. Onu yerini alan DDR RAM(Double Data Rate Random Access Memory) , SDRAM 'e göre 2 kat bant genişliği (3.2gb/s) sunarak , günümüzün hızlı sistemlerini doyuracak ve dar boğazdan kurtaracak performansı bize vermektedir. DDR RAM 'lerin çalışma prensibine göre örneğin 200mhz baz hızında çalışan bir DDR bellek bir döngüde 2 kat iletişim yapabildiği için 400mhz hızına çıkabiliyor.DDR Ram teknolojisinin günümüzde ana belleklerde kullanılan en son versiyonu DDR2 Ram'ler yüksek saat hızlarında çalışabilmektedir. ddr2 533 , 667 , 800 , 1066mhz olarak şuan standartlaşmıştır.
DDR RAM'ler gelişen teknoloji ile birlikte artık çift kanal olarak çalıştırılmaktadır. Peki nedir bu çift kanal ve bize ne artısı var?
Çift Kanal(Dual Channell) : Çift-kanal bellek teknolojisi ile tek kanal da aktarılan verinin 2 katı veri aktarılır. Örnekleyecek olursak tek şeritli bir otobanda 2. bir şerti açmaktır. Bu sayede birim zamanda geçen otomobil sayısı 2 katına çıkmaktadır. Örnektede olduğu gibi ramlerde de aynı şekilde 2 ayrı belleği çift kanal olarak çalıştırırsak , birim zamanda 2 kat iş yapabileceğimizden dolayı erişilebilen 64bit veri büyüklüğü 128 bite çıkacaktır ve dolayısı ile bant genişliğimiz 2 katına çıkacaktır. Günümüz anakartlarının hemen hepsi çift kanal bellek teknolojisi desteklemektedir.Çift kanal belleklerde sağlıklı bir çalışma için belleklerin aynı mhz'de çalışabileceği ve hatta chiplerinin dahi aynı olması garanti edilmelidir. Bu sebeple üreticiler artık direk çiftler halinde paketlenmiş bellekler satmaktadırlar.
Aşağıda tek kanal ve çift kanal belleklerin farkı açıkça bellidir.
Ram Zamanlamaları :
Ram performansı 2 ana parametreye bağlıdır. İlki ramlerin çalıştığı saat frekansıdır.Saat frekansı ne kadar yüksek olursa ramlerde aldığımız performans o kadar yüksek olur. Diğer bir parametre ise gecikme süreleridir. Hızlı bir bellek yüksek saat hızında düşük zamanlamalarla çalışan bellekdir.Nedir bu gecikme süreleri hep beraber bir göz atalım ;
Matris sistemlerini matematik okuyanlar bilirler , her birimin bir satır ve sutun numarası vardır , bu satır ve sutundan kodlanarak erişilebilir. Bellek sistemlerinide buna benzetebiliriz. İletişimi sağlayan bellek kontrolcüsü işleme başladığında ilk olarak hücrenin bulunduğu satıra erişim yapar , bu erişimi yaparkan belirili bir sürenin geçmesi gerekir , işte biz bu süreye RAS Latency(Row Access Strobe Latency ) (Satıra erişirken geçen süre) diyoruz. Hücrenin bulunduğu sütuna erişirken geçen süreye ise CAS Latency (Column Access Strobe)(Sütuna erişirken geçen süre) denir.Tabiki bu işlemler eş zamanlı yapılmadığı için arada geçen bir süre daha ortaya çıkıyor , bizde bunu RAS-to-CAS delay time olarak adlandırıyoruz. Bu bahsettiğimiz parametreler bellek performansını etkileyen ana öğelerdir. Tanımdan da anlaşılacağı üzere bu gecikme süreleri ne kadar kısa olursa , bellek kontrocüsü işini o kadar cabuk bitirir ve bir sonraki döngüye daha hızlı geçmiş olur.Dolayısı ile buda bizim performansımızı arttırır.
Aşağıdaki resim bahsedilen bellek gecikmeleri ile ilgilidir. Burada 408mhz(ddr2 816mhz) hızında çift kanal çalışan ramlerin zamanlamarı dolayısı ile yüksek. Fsbram=1:1 , ramlerin sistem bus hızı ile senkronize çalıştığını simgeliyor. Yani cpu baz değeri 408mhz'e yükseltilmiş ve aynı şekilde ramler 408mhz ve nb hızıda 408x4: 1632mhz (QDR) hızına çıkmıştır.
Tüm bu işleri yapan (memory controller) ram kontrolcüsüdür. Eskiden anakart üzerinde ki kuzey köprüsünde olan ram kontrolusu artık yavaş yavaş işlemci üzerine entegre edilmeye başlanmıştır.Amd 64bit işlemciler ile ilk defa ram kontrolcusu işlemcinin üztüne enetegre edilerek büyük ölçüde performans getirisi amaçlanmıştır.
Anakart:
Anakart çok katmanli olarak üretilmiş baskı devre elemanlardır. Çoklu katman kullanmanın mantığı farklı elemanlara olan bilgi akışının karışmaması , daha az sinyal kaybı'dır. Katmanların herbiri doğal olarak birbirlerinden yalıtılmışlardır.Bu şekilde üretilen bir baskı devrenin üstüne devre elemanları entegre edilir ve iletişim doğru bir şekilde sağlanır.
Ankartı bir çok sokağı ve caddesi bulunnan bir şehir gibi düşünebilirsiniz. Ankartlardan bahsederken chipset(yongaseti) kavramına biraz girelim. Chipseti oluşturan ana öğeler , northbridge(kuzey köprüsü) ve southbridge(güney köprüsü) ‘dür. Kuzey köprüsünün görevi cpu , bellek ve pci-ex(agp) arasındaki iletişimi sağlamaktır. Bu iletişimin kısa ve kayıpsız olabilmesi için yakın bir konumda olması uygun olacağından anakartın üst kısmında olan cpu ve belleklere yakın kısmına konumlandırılmıştır. Diğer bir öğe olan güney köprüsü pci veriyolu , giriçıkış birimleri , güç yönetimi ve onboard cihazlardan sorumludur.Güney köprüsüde daha az sinyal kaybı olacağından anakartın alt kısmına konumlandırılmıştır. Günümüz anakartlarında yüksek iletişim yapan bu yongalar yüksek ısı ürettiğinden dolayı pasif de olsa bir soğutucu ile donatılmışlardır. Cpu soketi NB 'nin hemen üstünde konumlandırılmıştır. Yakın çevresinde genelde güç mosfetleri (Power Mosfets)vardır. Overclocking tekniğinde soğutulması önde gelen yerlerden biride bunlardır. Overclock yaparken hasar görebilecek yerlerin başında gelir.
Tüm bu anlatılanlar birimler senkronize bir halde çalışırlar , Hepsi bir bütünün ayrılmaz parçalarıdır. Overclock yaparken , bu uygulamayı bir bütün olarak ele almak gerekir.Örneğin cpu'yu overclock işlemine tabi tuttuğumuzda , bundan ramler ve sistemde etkilenir. Tüm bunların doğru ayarlanması sonucu başarılı bir overclock yapıp , parçalarımız hasar görmeden gerçek stabil performansı ortaya çıkarabiliriz.
2.Bölümde ayrıntılı olarak overclock nasıl yapılır , bios ayarları ve ip uçları anlatılacaktır.
Kaynak=>>http://www.hardwarena.com/forum/index.php?topic=741.0
Bu Konuyu Paylaşın !